11.hafta mücadelesinde Alanya ile Ali Sami Yen’de karşılaşan Galatasaray neresinden tutsak elimizde kalacak bir organizasyon ile maçı tamamladı. İlk 30 dakikası ve son 60 dakikası ayrı açıklanacak maç, bana kalırsa ise her tarafı kandırmaca ile dolu, hiç bir anı gerçeği yansıtmayan, doğru tespit yapması zor bir maçtı. Bu yüzden de geçen maç için bir yorum yapmaktan kaçınarak, yazı yayınlamadım. Çünkü herkesin kaleme aldığı gibi ilk 30 dakika uçan Galatasaray, son 60 dakikada hakemin katlettiği maçtan bahsedecektik. Ancak bu klişe idi. Evet hepimiz biliyorduk hakemin kararı affedilemeyecek şekilde hatalıydı ve oyuna direk etki etti. Bu etki Galatasaray’ı 3 puandan etti. Ama işin oyun olarak aldatıcı olan tarafı ise, ne 30 dakikalık kısımda uçan Galatasaray gerçekti, ne de 60 dakikalık kısımda ezilen Galatasaray gerçekti. Dolayısıyla gelişmesi gereken çok şey vardı. 30 dakikada Galatasaray mı uçtu, Alanya mı bıraktı, son 60 dakikada ise 10 kişi kalmak bu kadar mı etkilemeli, 2-0 maç döndürülmeli mi?

Bu atmosferde Karagümrük maçına çıktı Galatasaray. Defans hattı cezalılar nedeniyle antremanda bile yan yana gelmemiş bir dörtlü ile sahadaydı. Dubois, Nelsson, Emin, Emre Taşdemir geri dörtlüsüne, Torreira, Oliviera orta ikilisi destek veriyordu. Mertens 10 numara pozisyonunda, sağda Rachica, solda Kerem, ileride ise İcardi vardı. Geçen haftadan elde edilen en iyi sonuç Mertens’in İcardi’ye ne kadar yakın oynarsa o kadar pozisyonların rahat geleceği idi. Bu maçta da Okan Hoca buna dikkat etmişti. Son haftaların formda ismi Rachica’nın da Yunus ve Kerem’den daha etkili olduğu bir gerçekti. Bu maçta da Galatasaray adına en iyi oydu.

Bir umut acaba Alanya maçında ki o ilk 30 dakikalık hızlı, canlı ve pres futbolu devam eder mi diye baktım, ama yok. Galatasaray maça hakim gibi görünse de pozisyon bulmada zorlanan bir görüntü çizdi. Hatta tahminim Karagümrük 10 kişi kalmasaydı çok zor geçecek bir maç olacaktı. Ancak geçen haftanın benzeri şekilde 30.dakikada Karagümrük 10 kişi kaldı ve Galatasaray için maç artık rahatladı. Ama parantez içinde bahsetmek lazım, geçen hafta Alanya’nın 10 kişi Galatasaray’ı ezdiği kadar, Galatasaray 10 kişilik Karagümrük’ü ezemedi. Demek ki aslında 10 kişi kalınca her şey bitmiyormuş. Bu kadar futbolu bıraktıracak bir durum ortada yokmuş.  Bu Okan Hoca için ders olması gereken bir konu.

Galatasaray ikinci yarıda bulduğu goller ile Karagümrük’ü 2-0 mağlup etti. Maçtan aklımızda kalan ise Galatasaray’ın çok yavaş oynadığı, pas alışverişlerinin temposuz olduğudur. Emre Taşdemir her ne kadar gol atmış olsa bile yetersiz olduğu, Kerem Aktürkoğlu’nun kendini bulamaması başka bir not. Santrafor oynayan oyuncuya top iletilememesi ayrı bir sorun. Icardi, Seferoviç veya Gomis, topu bunlarlar buluşturmakta zorlanan bir Galatasaray var. Pas ve orta yüzdeleri çok düşük maalesef. Görece daha zorlu maçlarda Galatasaray’ı test etmek gerekli.

Maçın Starı : Viviano (Karagümrük)- Bazen bazı şeyleri çözmek gerçekten zor. Viviano mu iyi idi, yoksa Galatasaray’lı oyuncular ona mı nişanlıyordu topları. İkisi birden deyip çıkacağız bu problemden. Galatasaray’lı oyuncular Viviano’yu yıldızlaştırdı diyelim.

Maçın Hayal Kırıklığı : Hakemler – Ben artık vazgeçtim. Hakemler formsuz demekten daha fazlası, hakemler kural bilmiyor, nizam bilmiyor, intizam bilmiyorlar. Kötü niyetli değiller, liyakat sahibi değiller. Futbolu okumaktan çok uzak, dışarıya çok fazla kulak kabartan cinstenler. Dolayısıyla yaptıkları işlerin kalitesi yok. Sahi Türkiye Liginde hangi paydaş iyi ki.

Maçın Olayı : Geçen hafta 30.dakikada 10 kişi kalan Galatasaray’ın bu hafta rakibi 10 kişi kaldı aynı dakikalarda. Sanki bize kıyaslama yapma şansı sunarcasına. Bir de ola ki Galatasaray 10 kişilik rakibine karşı gol bulamasaydı, düşünemiyorum bile olacakları.

Emre Taşdemir hiç kadroda bile düşünülmezken kendini kadroda buldu, hatta gol ile dönüş yaptı. Bu durumu bir yerlerden hatırladınız mı? Evet Sacha Boey. O da hiç yoktu neredeyse, sonra eksik hissettiğin nokta haline geldi. Bu durum plansızlıktan dem vuruyor sanki.

Maçın Güzel Yanı : Rachica ve Barış Alper tempolu oyunu gelecek için umut verici. Mata’nın ilk golünü atması onun adına defteri açmak olarak nitelendirebiliriz. Umarım devam ederler.

Geleceğe Not : Her şeye rağmen umut hiç bir zaman bitmez. Galatasaray’ın kadrosu hep iyi şeyler yapmaya müsait. Sadece denge gerekli. Bir türlü konfor alanında dengeyi bulamadı Galatasaray. Belirli bir oyun yapısını benimseyemedi. Oyun planı yeni şekillenirken unutulmaması gerekenleri sıralamakta fayda var. Kadro ne olursa olsun genlerin söylediği şeylere kulak kabartmak gerekli.

1- Galatasaray pres futbolu oynar.

2- Galatasaray rakip yarı alanda oynar.

3- Galatasaray rakibi boğar, pes ettirir.

4- Galatasaray keyif veren futbol oynar.

5- Galatasaray aceleci oynamaz, tempolu oynar.

6- Galatasaray kısa paslar ile derinlemesine oynar.

Olcay Koca,  30 Ekim 2022, Pazar

Loading

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir