Ligin 14.haftası, Galatasaray’ın 13. maçıydı. Özellikle son 3-4 maçtır yükseliş trendinde olan Galatasaray sezon başından beri istatistiklere yansıyan ancak skorlara yansımayan patlamayı gerçekleştirdi, ama ne patlama. En kritik viraj olan son iki karşılaşmasından 6 puan çıkarmasından mı bahsetmeli, iki büyük rakibini oyun olarak da ezmesinden mi bahsetmeli, yoksa Başakşehir karşılaşmasında 7-0 olmuşken ve dakika 90 iken bile rakip sahada hala pres yapmasından mı bahsetmeli. Hepsi çok değerli, hepsi önemli.

Skordan bağımsız olarak söylemekte fayda var, uzun zaman sonra özlenen, beklenen Galatasaray sahadaydı dün gece, her şeyiyle komple bir takım gibi oynadı. Tek tek tüm yıldızlar parlarken, asıl önemli olan kolektif birliktelik daha çok parladı. Her oyuncu takım oyununa katkı yaparken kendisi de yükseldi, kendisi yükseldikçe takım yükseldi, Galatasaray coştukça coştu, oyuncular keyif aldı, taraftarlar keyif aldı, keyif aldıkça oyun her dakika fark yarattı.

Geçen 12 maçta hep kafamda bir soru işareti vardı, bu satırlarda da sürekli dillendirdim. Kazanılan maçlarda dahi “biz mi kazandık, yoksa rakip mi kaybetti” anlayamıyorum diyordum. Çünkü ya rakip eksik kalıyor, ya hiç oynayamıyor, ya da Galatasaray sahada o kadar üstün görünmüyordu. Hatta Beşiktaş maçında dahi, son 5-10 dakikalık bölüm bile ne oluyor sorusunu akla getirmişti. İşte bu yarım hikayeler ister istemez kendimizi net görmemizde bir engeldi.

Ama Başakşehir maçı bu soruları yerle bir eden cinstendi. Evet bu maçı rakip kaybetmedi, Galatasaray kazandı. Oyunu ile, planı ile, presi ile, rakibi oynatmayışı ile, rakibi tedirgin etmesi ile, maçın her anında oyunda kalarak, hiç bir kopmaya izin vermeyerek, sürekli hücum düşünerek ezici bir üstünlük ile kazandı. Skor 7-0 olmayabilirdi ama Galatasaray bu maçta neler yapabileceğini, potansiyelini gösterdi.

Rakipte öyle hafife alınmayacak cinstendi. Avrupa Liginde gruptan 6 maçta sadece 3 gol yiyerek lider çıkmış, süper ligin ilk 11 haftasında kalesinde sadece 5 gol, bu maça kadar da sadece 8 gol yemişlerdi. Tüm bu sonuçlar ne kadar kompakt ne kadar topla oynamayı seven, ne kadar topun arkasında kalmayı beceren bir takım olduğunu gösteriyordu Başakşehir’in. Topa sahip olma oranlarında hep üstün olan taraf, ne oynadığını bilen, bir organizasyonu olan takım Başakşehir. Böyle zor bir maçı, işte bu kadar kolaya çevirmeyi bildi Galatasaray.

Beşiktaş maçından farklı olarak sadece solda Barış yerine Kerem vardı. Kerem, Okan Hoca ile gerekli akdi yapmış anlaşılan, belirli konularda anlaşmışlar. Attığı 3 golden öte daha değerlisi defansif olarak yaptıklarıydı Kerem’in. Şunun farkına varmak gerekli. Kerem’e 3 golü attıran onun hücum gücünün yanında, daha önemlisi defansif olarak yaptıkları idi. Geriye gelerek rakibini takip ettiği her pozisyonda rakibini daha fazla yordu. Rakibinden çok koştukça ve ayakta kaldıkça da açıkları rahat buldu. Bu her futbolcu için böyle. Rachica’da formayı böyle almadı mı? Peki Yunus neden formayı kaybetti? İşte tam bu nedenle. Yunus’da eksik olan şu an, rakibinden (yani örneğin rakibin sağ beki) daha fazla koşmaması, rakibini yoramaması, rakibine çözülmesi. Umarım Yunus’da bu durumu aşarak rotasyona katılacaktır.

Maçın ilk düdüğünden son düdüğüne kadar Galatasaray hep kazanacığının sinyallerini verdi. Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi, her bir oyuncu kendi bölgesinde rakibine üstünlük kuruyordu ve rakibi hep tedirgin ediyordu. Defansta Nelsson ve AKerim, sağda Boey, ortada Torreira ve Oliviera, kanatlarda Kerem ve Rachica, ileride Icardi, hepsine bakın birebir de hep üstün olan taraflardı. Topa hamle de hep hızlıydılar, baskı da hep güçlü, omuz omuza da hep ayakta kalan. Bunu da 90 dakikaya yaydığın zaman bu skoru getiriyor zaten.

Maçın Starı : Galatasaray –  Kerem’in 3 gol ile öne çıkması, Icardi’nin 1 gol 2 asisti, Torreira’nın inanılmaz ön alan baskısı, AKerim’in mücadelesi, Nelsson’un önderliği, Rachica’nın hızı, Mertens ve Oliviera’nın aklı, hiç biri birbirinden ayrılmaz bir bütündü. Bu da aslında tek bir oyuncu yerine tüm takımı öne çıkardı. Dün gecenin yıldızı takımdı, birliktelikti, arkadaşlıktı, takımdaşlıktı. Gollerden öte parıldayan asistlerdi. Her asist takım olmanın önemini vurgular gibiydi.

Maçın Hayal Kırıklığı : Emre Taşdemir – Maçın hayalkırıklığı yok aslında. Başakşehir diyecektim ama vazgeçtim. Çünkü Başakşehir’in kötü olması değil, Galatasaray’dı özne. Sadece Emre Taşdemir’e bir parantez açmak istedim. Tam formayı almışken yine sakatlanarak çıktı oyundan. Her sene aynı senaryo. Müzmin sakat. Yola çıkarken yanınıza almayacağınız arkadaş cinsinden. Her an bir şeylerden cayabilir. Bu sene de tam sol bek durumunu kafamızdan çıkaralım artık Emre var derken, yine yok oldu. Sürdürülebilirliğin önemini hatırlattı bize. 

Maçın Olayı : Zorlu Başakşehir deplasmanından, hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği bir skor ile çıkması maçın olayı oldu Galatasaray için. Üstelik yaklaşık 1 saat önce Fenerbahçe’nin mağlubiyet haberi üzerine puan farkının kapanma ihtimali, bu maçı daha önemli hale getirmişken. Galatasaray adeta sürklase etti rakibini ve puan farkını düşürdü. Başakşehir’li oyuncular ve teknik direktörleri maç boyunca oyuna müdehale edecek zamanı bile bulamadılar.

Maçın Güzel Yanı : Skor güzel, oyun güzel, goller güzel, asistler güzel. Dün gece her şey geçmiş 12 maçın hakkını verircesine Galatasaray lehine idi. Tüm istatistiklerde önde olan Galatasaray’ın “nasıl olurda bunu skora yansıtamaması sorunsalı” ortadan kalktı. Şimdi bu oyunu sürdürebilmek önemli.

Geleceğe Not : Son iki maç olan Beşiktaş ve Başakşehir maçı Galatasaray için sırat köprüsü idi adeta. Ya köprüden düşecek, bir bilinmez de kaybolacak, ya da köprüyü geçecek, yeni umutlara koşacaktı. Olabilecek en iyi senaryo ile çıktı bu önemli virajdan. Bu galibiyetler puan hanesine yazılan 6 puandan daha önemli şeyler vadetti. Oynanan oyun en güzel umut kapılarını açtı. Şimdi 45 günlük bir Dünya Kupası arası. Kazanılmış olan bu ivmeyi kaybetmemek çok önemli. Üstelik önemli bir fikstür avantajı ile dönecek Galatasaray. Bu arayı iyi değerlendirmenin yanı sıra, moral motivasyonun devamlılığı çok önemli. Psikolojik üstünlük ele geçirildiği vakit, önünde durulması zor bir durum. Bu üstünlük şimdi Galatasaray’da.

Olcay Koca,  13 Kasım 2022, Pazar

Loading

One Reply to “14.Hafta – 12.11.2022 -> Başakşehir – Galatasaray = 0-7”

  1. Süper bir Yorum. Takım futbol oyununun tüm kurallarını yerine getiri rerek sanki bir sanat eserini seyreder miş gibi içimiz huzurla doldu taştı. TEBRİKLER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir