Yine bir dizi önerisi ile karşınızdayım, Atypical. Yine kurgusu basit ama içeriği dolu, yine hayatın içinden bize dersler veren, hafif dram, hafif eğlence ve bolca keyif alacağınız bir dizi.
Öneri vermek çok doğru bulmadığım bir kavram aslında. Ya da daha doğrusu öneri vermek çok tehlikeli bir durum gibi gelir çoğu kez. Her insanın farklı kimlik ve yaşantılar içinde benzer şeyleri sevebilmesi ya da benzer şeylerde nefret etmesi pek olağan görünmüyor. Bu diziyi de muhtemelen birçoğunuz beğenecek, bir çoğunuz beğenmeyecek. Ama odaklamak istediğim daha başka bir şey. Diziyi izlerken hayattan dersler çıkarabilmek. Kendi adına ders almak. Bir şeyi daha tecrübe etmenin mutluluğunu duymak. Yani süreçten keyif almak.
Atypical, otizmli bir genç olan kahramanımız Sam Gardner’in okul ve sosyal yaşantısını ele alan bir dizi. Dolayısıyla gencin ailesi, arkadaşları ve çevresiyle diyalogları yani çevresinde yaşananlar güzel bir akış içinde ele alınıyor. 4.sezonu 9 Temmuz 2021 tarihinde yayınlandı. 30 dakikalık bölümleri ile yine hap gibi gidiyor diyebilirim. Dizide bolca aksiyon, bolca entrika, bolca alavere dalavere var diyemeyeceğim, ne güzel. Bu dizilerde sevdiğim özelliklerden bir tanesi de bu, kavgası yok, silahı yok. Kavgaları hayat kavgaları. Hepimizin yani normal bir insanında başına gelebilecek şeyler. Üstün karakterler, insanüstü yetenekler, büyük kahramanlar, büyük güçler yok. Normale ihtiyacımız var, normale.
Tamamen hayatın sadeliği var. Samimi ve sıcak bir dizi. İzlerken kendinizi de bu ailenin bir ferdi olarak görebilir, belki Sam’in kardeşi, abisi, ablası olarak kendinizi hissedebilirsiniz.
Otizmli bir birey olan Sam’in hayat içinde yaşadığı zorluk ve yaşama biçimi bize güzel fikirler veriyor. Otizmli bireylerin neleri yapabileceğini, neleri başarabileceğini, onlara nasıl davranmamız gerektiği hakkında çıkarımlarım oldu diyebilirim. Ayrıca Sam’in ablası Casey’de başarı için ne kadar mücadele edilmesi gerektiğini gösteriyor. Hayatını adeta koşuya adamış bu genç insan, günlerini durmadan antrenman ile geçiriyor ve başarının mucize olmadığını, gayretli bir çalışmanın sonucu olduğunu kanıtlıyor. Ayrıca bir konu daha var ki, gençler üzerinde baskı kurmanın onları nasıl durdurduğunu da görebiliyoruz. Onların başarılarını isterken ne kadar yük bindirdiğimizi unutuyoruz bazen. Öyle bir denge ki bu durum, öyle bir ince çizgi ki, bir tarafa daha çok asılmak ulaşmak istediğimiz amacın dışına atabilir bizi. Bu yüzden insanlar ile diyaloglarımıza ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini görüyoruz. İletişimin gücü, bu dizide de net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Keyifli seyirler,
Sevgiler
Olcay Koca
14 Temmuz 2021, Çarşamba